ana_sayfa
FAALİYETLER
Yazılı Soru Önergeleri
Genel Kurul Soruları
Kanun Teklifleri
Sözlü Soru Önergeleri
Makalelerim
Genel Kurul Konuşmaları
Yazılı S.Ö.(Cevaplanan)
Meclis Araştırma Önergeleri
Genel Kurul Konumalar > 498 sıra sayılı Hayvan Islahı Kanun Tasarısı'nın 18'inci maddesiyle ilgili olarak vermiş olduğumuz değişiklik önergesi hakkında konuşması
10.06.2010
498 sıra sayılı Hayvan Islahı Kanun Tasarısı'nın 18'inci maddesiyle ilgili olarak vermiş olduğumuz değişiklik önergesi hakkında konuşması

YILMAZ TANKUT (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 498 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 18'inci maddesiyle ilgili olarak vermiş olduğumuz değişiklik önergesi hakkında söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, ülkemiz, tarımsal potansiyeli son derece yüksek olan bir ülkedir. 72 milyon nüfusumuza karşılık yaklaşık 28 milyon hektar tarım arazimiz bulunmaktadır. Çok özel iklim isteyen birkaç ürün dışında hemen her türlü kültür bitkisinin yetişebildiği çok güzel bir coğrafyada yaşamaktayız. Ülkemizde çok sayıda verimli topraklara sahip ovalarımız da bulunmaktadır. İşte bu yüzden tarımda teknik ve teknolojinin bugünkü kadar gelişmediği geçtiğimiz yıllarda bile dünyanın önde gelen tarım ülkelerinden ve tarımsal ürün ihracatçılarından birisiydik. 70'li yılların sonunda üniversite eğitimim için ziraat fakültesinde okurken çok heyecanlı ve idealist genç bir ziraat mühendisi adayı idim. Çünkü hem o tarihlerdeki ders kitaplarında yazılı hem de hocalarımızın bize ifade ettiği "Tarımsal ürün ve gıda alanında dünyada kendi kendine yeten yedi ülkeden birisiyiz." ifadelerini bizzat duymuş, öğrenmiş ve o yıllarda, dünya aç kalsa, Türkiye'nin kimseye muhtaç olmadan yaşayacağına inanmış genç insanlardan birisiydim. Bunun doğru olduğu, o yıllardaki hemen hemen yok denecek kadar tarımsal ürün ve gıda ithalat rakamlarından da bugün anlaşılmaktadır. Bugün bile her türlü tarımsal ürün ve gıda ihtiyacımızı kendi kaynaklarımızdan karşılayacak bilgi birikimine, teknolojiye, verimli toprak ve ekolojik şartlara sahip olduğumuz hepimiz tarafından bilinen bir gerçektir. Ancak, ihracat bile yapabilecek potansiyele sahip bir ülke konumundayken bugün ithalatçı bir ülke hâline gelmişsek, bunun nedenlerini, hiçbir komplekse kapılmadan, net bir şekilde ortaya koymamız icap etmektedir.

Bugün, maalesef, son dört beş yıldan beri temel tarım ürünlerini dahi diğer ülkelerden ithal etmek zorunda kalıyoruz. Dolayısıyla bu durumun, son yıllarda tarımın hiç de iyi yönetilmediğinden meydana geldiğini söylemek, herhâlde, bugün bizi yönetenlere karşı haksız ve mesnetsiz bir eleştiri olmayacaktır.

Değerli arkadaşlar, bakınız, bugüne kadar buğdayı dışarıya satıyorduk ama ne yazık ki şimdi buğdayı dışarıdan biz almaktayız.

Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu'muzun en önemli geçim kaynağı hayvancılık iken, bugün, maalesef, söz konusu bölgelerimizde hayvancılık tamamen bitmiş ve bölge insanımız âdeta bölücü hainlerin ve AKP yandaşlarının insafına bırakılmıştır.

Değerli milletvekilleri, mercimek bu memlekette o kadar çoktu ki, tüketimi fazlalaştırmak için, TRT'de mercimekli yemek tarifleri yapılarak tüketime özendirilen programlar yapılırdı. Şimdi dışarıdan alıyoruz. Pirinci, mısırı, susamı, arpayı, baklayı dışarıdan alıyoruz.

Dünyanın en büyük 7'nci pamuk ihracatçısıydık, bugün dünyanın en büyük 3'üncü pamuk ithalatçısıyız.

AKP İktidarında Türkiye'de tarım ürünleri ithalatı ne yazık ki her geçen gün fazlalaşmaktadır. Buna karşılık ihracat göreceli olarak azalmaktadır ve böylece, ülkemiz, en önemli özelliklerinden birisi olan kendi kendine yetebilme özelliğini de kaybetmektedir.

Tespit edilen ve yakın gelecekte gerçekleşmesi yönünde ihtimallerin en çok arttığı husus, üretimde kullanılan girdilerin pahalandığı, buna karşılık ürün fiyatlarının düştüğü, desteklerin azaltıldığı tarım sektöründe faaliyet gösteren vatandaşlarımızın üretim yapamaz hâle gelmeleridir.

Elbette, bu olumsuzlukların tabii neticesi olarak, Türkiye, tarım ürünleri alanında net ithalatçı bir ülke konumuna gelmektedir. Bu durum, özellikle ülkemizin fazlalaşan, artan ihtiyaçlarının karşılanması, halkımızın gıda güvencesinin sağlanması açısından tehlikelerle karşı karşıya olduğunu çok açık bir şekilde bizlere göstermektedir. En başta hububat ve yağlı tohumlarda yaşanılan ithalat artışı ve beceriksiz hayvancılık politikaları ile zaten az olan prim miktarlarının daha da düşürülmesi, çiftçilerimizin üretimden kopuşunu hızlandırmaktan başka hiçbir sonuca hizmet etmeyecektir. Türkiye'deki yem, mazot, gübre ve tohum fiyatlarıyla, yerli çiftçinin, ithal ürünlerle artık rekabet etme şansı kalmamıştır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün gerçekten de Çukurova çiftçisi başta olmak üzere, ülke çiftçimiz büyük sıkıntı ve çaresizlik içindedir. Sayın Bakanın buradan mazot fiyatlarıyla vermiş olduğu rakamların aksine 2002 yılında çiftçimiz buğdayını ortalama 40 kuruşa satmış ve hasat döneminde litresi yaklaşık 95 kuruş olan mazotu 2,5 kilogram buğday satarak alabilmiş idi. Aynı çiftçimiz, bugün için açıklanan fiyatlarla, maalesef, yaklaşık 6-7 kilogram buğday satarak 1 litre mazot alabilmektedir. Dolayısıyla, Sayın Bakanın ve Başbakanın çizdiği pembe ve sahte tablonun aksine gerçek tablo çok farklıdır. Yani, AKP İktidarının ve onun sözcülerinin iddia ettikleri bolluk ve huzurlu Türkiye tablosunun aksine yaşanan ve yaşayan gerçek Türkiye tablosu gece ve gündüz kadar farklıdır.

Diğer yandan, değerli arkadaşlar, özellikle biyolog mesleğine gönül veren genç biyologların ve biyolog arkadaşlarımızın feryadına da kulak verilmesini buradan hatırlatmak istiyorum. Meslek taassubundan kurtularak bu tasarı kapsamı içerisinde biyologların da değerlendirilmesi ve biyologların yıllardan beri uğradığı haksızlıkların giderilmesi için Hükûmeti de bu konuda duyarlı olmaya bu vesileyle davet etmek istiyorum ve netice olarak bütün bu gerçekler ışığında, bugün, ülke çiftçimizin ve diğer insanlarımızın çok büyük ekonomik sıkıntılarla karşı karşıya olduğunu artık AKP İktidarı kabul etmelidir ve şapkasını önüne koyup düşünmelidir diyor, önergemizin desteklenmesini temenni ederek hepinize saygılar sunuyorum.

,